konfed

'Devlet, Kocaoğlu'na madalya takmalı'

'Devlet, Kocaoğlu'na madalya takmalı'

İzmir‘de sivil toplum çalışmaları denilince akla gelen isimlerden biri olan İzmir Sivil Toplum Örgütleri Platformu Başkanı ve Karabağlar Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Aydoğan, Son Mühür TV’de Gün Başlıyor’un konuğu oldu. 19 yaşında başladığı çalışmaları örnekler vererek anlatan Aydoğan, “İzmir’deki depremde daha fazla can kaybını önleyen kişi, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’dur. Kadifekale’de yıkılmak üzere olan 2200 evi boşalttı. Sahiplerini de Uzundere’de yapılan konutlara taşıdı ve hayatları kurtardı. Devlet Kocaoğlu’na altın madalya vermeli” dedi. Ayşegül Koç’un sorularını yanıtlayan Mehmet Aydoğan şunları söyledi:

ÖNCE DERNEK KURULDU SONRA DA VAKIF

  “Sivil toplum hareketine başladığımız da 19 yaşındaydım. 1987’de Ege Bölgesi Konyalılar Derneği’ni kurdum. Ben dededen Konyalı ama doğma büyüme Eşrefpaşalıyım. Dernekte müthiş hizmetler, müthiş çalışmalar yaptık, 87- 95 yılları arasında; baktık ki yaptığımız hizmetler dernek elbisesine dar gelmeye başladı. 1996 yılında Konyalılar Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nı kurdum. İzmir Çankaya’da çok güzel bir lokasyonlu vakıf merkezi kurduk, bir süre sonra mülkünü de satın aldık. Vakıf kurduktan sonra işin şekli değişti, yardımlarımız, hizmetlerimiz arttı. Mesela İzmir’de neye ihtiyaç var önce onu belirledik. Örneğin İzmir’in en büyük ormanlarını biz kurduk. İzmir’de Gaziemir göçmen konutlarının arkası komple yanmıştı, yanık görünen toprağın tekrar yeşillenmesi gerekiyordu. O yıllarda Vefa Tanır Orman Bakanı’ydı. Konyalı bir hemşerimiz; İzmir’e geldi bizleri ziyaret etti. Kendisinden rica ettim, sonuç aldım. Fıstık çamları diktik o bölgeye… Şu an göçmen konutlarının arkasındaki o yemyeşil ormanı biz başlattık, ağaçlarını biz diktik. 1992 senesinde başlattık fidan ekmeye…30 sene olmuş aşağı yukarı, ağaçlarımız 30 yaşında. Bence İzmir’in oksijen üreten fabrikasını kurduk. Ben çevreciyim diyenlerin bizim kadar ağacı bizim kadar ormanı bizim kadar fidanı yoktur. Ege Orman Vakfı’yla en az 20 30 bin ağaçlık ormanlarımız var. TEMA Vakfı’yla Bakırçay havzasında milyonlarca palamutu toprakla buluşturma projesinde yer aldık. Belediyelerle  parklar yaptık, yeşillikler yaptık. Ne eser bıraktınız diye sorarsanız, şu anda İzmir bizim diktiğimiz ağaçları soluyor, oksijen temin ediyor. Oradan geçelim, sağlığa da çok önem verdik. Çevrecilikten sağlığa çok iş yaptık. Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Kanser Araştırma Kemik İliği Hastanesi kurulacaktı. O dönemde KİTVAK’ın kurucu genel sekreteriyim. Konyalılar Vakfı’nın Başkanı olarak kurucusu da oldum bu hastanenin…  İzmir’de 3-4 kez sema gösterileri yaptık, Hz Mevlana anma törenleri düzenledik  gelirlerini o dönem KİTVAK’a bağışladık. Süleyman Demirel temelini atmıştı, binalar bitti. Hastalar şifa buluyor şimdi o hastanede…

‘DOĞRU İNSANLA İŞLER DOĞRU GİDER’

“Bu ülkede en büyük sıkıntı işin ehline bırakamamak… Ehil insanları işin başına getirmezseniz başarı alma şansınız mümkün değil. Bugün zaten ülkede bir sıkıntı varsa yerelde, şirketlerde, genel merkezi hükümette sıkıntı varsa, bakın işin başında ehil olmayan insanlar vardır. Bakın biz sivil toplum örgütleri olarak işin ehillerini bularak başardık bu kadar işi, ben her şeyi bilirim, ben başkanım havasında değildik, en iyi bilenleri bulduk, rica ettik, Konyalı olmasa bile vakfa üye yaptık, önlerini açtık, yönlendirdik. Bizim anlayışımızda bölgecilik yoktur, yapmadık. Konyalılar ön plan olsun düşüncesi olmadı. Biz hizmeti sırf Konyalılara da yapmadık, ihtiyaç sahiplerine yaptık. A partisi, B partisi, şu memleketli demedik. İzmir’de onlarca derneğin ve federasyonun kurulmasına destek olduk. Biz hep rol model olduk bizleri örnek alarak bu işlere girenler oldu. Birilerine ilham olsun dedik, sivil toplumculukta neler yapılabileceğini gösterdik.”

İZMİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ PLATFORMU NASIL KURULDU?

“Temeller sağlam olunca Konyalılar Vakfı, federasyonu derken öyle bir noktaya geldik ki sivil toplumculukta hizmette zirve yaptık. Dedik ki bunu başka bir boyuta taşımamız lazım; 2005 yılında federasyonla beraber İzmir Sivil Toplum Örgütleri Platformu'nu kurdum. Buradaki amacım şuydu; ben kendimi ispat ettim dernekle, vakıfla, federasyonla kimsenin yapamayacağı hizmetleri yaptım. Şimdi de çıtayı yükseltip İzmir’i uluslararası arena da temsil edecek projeler yapmak gerekiyordu, fikir üretmeye başladık. İSTÖP’ü kurarken 100’e yakın STK seçtim arkadan 140’a yakın bilim adamı geldi ve bir bilim ekibi oluşturduk. İzmir’in yerelde neye ihtiyacı var ne eksiklikleri var, önce bunları tespit ettik. Sadece tespitle kalmayıp bunlara çözüm önerilerini de belirledik. Hiçbir belediye ve kuruluşlara sadece tespit için gitmedik çözümü de beraberinde model olarak sunduk. İzmir’de ulaşım adına ulaşım master plan modelleri çıkardık. Büyükşehir belediye başkanlarına karşılıksız bu modelleri sunduk. Bir de çok önemli güncel bir konu olarak şu örneği vermek istiyorum; 2007 senesinde Bayraklı Belediyesi’ne, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, İzmir Valiliğine ve Cumhurbaşkanlığına verdiğimiz raporda, ‘Bayraklı’da deprem olasılığı yüksek, doğru planlama yapılmalı” uyarısı yapmıştık. Bu Sadece tespit değil binaların belli bir çizgide yapılması için de model önermiştik. Yarın meydana gelebilecek can ve mal kayıplarından sorumlu olursunuz demiştik.  O üzücü, yüreğimizi yakan deprem oldu. Bizi dinleselerdi, belki daha az kayıpla atlatacaktık. Karabağlar’dan güzel bir örnek vereyim, başkanımız Muhittin Selvitopu, ‘kenti 50- 100 yıla taşıyacak imar planlarını hazırladık’ dedi. Ben de meclis üyesiyim, gurur duydum bu çalışmadan… Bunu her belediyenin yapması gerekiyor.”

“AZİZ KOCAOĞLU ALTIN MADALYAYI HAK ETTİ’

“Aziz Kocaoğlu döneminde Kadifekale, Bakanlar Kurulu tarafından heyelan bölgesi ilan edilmişti. Kim ilan ediyor bunu, devlet ilan ediyor. Heyelan bölgesi ilan ettiği yere ne yapması gerekiyor;  kamulaştırma yapıp o bölgeyi temizleme ve düzenleme yapması gerekiyor. Devletten hiçbir şey yapılmayınca o dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu meclisten karar çıkartarak bu işe soyundu. Alakası olmamasına rağmen orada 2200 küsur evin kamulaşmasını yaptı. Büyükşehir Belediyesi cebinden ödedi bu parayı, TOKİ konutlarına taşındı vatandaşlarımız… Çoğunu, TOKİ’deki evleri de parayla sattılar Aziz beye. O bölgeyi, bir tane bile ranta yönelik bina yarışına sokmadı Aziz bey, yeşil alan yaptı. Türkiye’de örnektir bu. Şimdi belediye bu işe el atmamış olsaydı bu son depremde Kadifekale’de o 2200 evin altında yüzlerce kişi kalırdı, can verirdi. Öngörü işte bu, devlet adamlığı bu, siyaset yapmanın manası yok. Devletin gelip, bu işi kim başlattı kim devam ettirdi diye Aziz Kocaoğlu’na altın madalya takması lazım.”

https://www.ozsanal.com/
https://www.bambi.com.tr/